Ana içeriğe geç
ZAMAN ÇİZELGESİNE DÖN

İNTERAKTİF KRİPTOLOJİ LABORATUVARI

İnsanlık tarihi boyunca bilgi, güç anlamına gelmiştir. Bu gücü koruma arzusu, kriptolojinin (şifre bilimi) doğuşuna neden oldu. Bu laboratuvar, Roma İmparatorluğu'nun basit yer değiştirme şifrelerinden, II. Dünya Savaşı'nın kaderini değiştiren elektromekanik makinelere kadar uzanan evrimi simüle eder. Her bir teknoloji, bir önceki yöntemin zayıflıklarına yanıt olarak doğmuştur.

SEZAR ŞİFRELEMESİ

DÜZ: ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWXYZ
ŞİFRE: DEFGHIJKLMNOPQRSTUVWXYZABC

* Tarihsel doğruluk için 26 harfli Latin alfabesi kullanılmaktadır. Türkçe karakterler (Ç,Ğ,İ,Ö,Ş,Ü) otomatik olarak dönüştürülür.

Monoalfabetik Şifrelemenin Doğuşu

M.Ö. 1. yüzyılda, Jül Sezar askeri iletişimlerini güvence altına almak için basit ama etkili bir yöntem geliştirdi. Bugün "Sezar Şifrelemesi" olarak bilinen bu teknik, alfabedeki her harfi sabit bir sayı kadar kaydırma prensibine dayanır.

Neden İşe Yaradı?

O dönemde okuma yazma oranı düşüktü ve düşmanlar genellikle barbar kabilelerdi. Karmaşık bir matematiksel yapıya gerek yoktu; sadece harflerin anlamsız görünmesi yeterliydi. Bu, "gizlilik yoluyla güvenlik" (security through obscurity) ilkesinin ilk örneklerindendir.

Zayıf Noktası

Sabit bir kaydırma kullanıldığı için, alfabedeki harf dağılımı değişmez. Yani dilde en çok kullanılan harf (örneğin Türkçede 'A'), şifreli metinde de en çok geçen harf olacaktır. Bu zayıflık, yüzyıllar sonra "Frekans Analizi" ile bu şifrenin kolayca kırılmasını sağladı.